Erbil şehri, özellikle Selçuklular ve bunların devamı olan atabegler zamanında, büyük bir ilim ve kültür merkezi oldu. Hele, Beğ-tiginliler hânedanının kurduğu Erbil Atabegliği (1144-1233), şehrin tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Bu hânedanın son temsilcisi ve 1190-1233 tarihleri arasında 43 yıl hüküm süren Muzaffereddin Gökbörü zamanında Erbil, altın çağını yaşadı. Yaptığı birçok ilmî, dinî ve hayır müesseseleri ile İslâm dünyasında destanî şahsiyet kazanan Gökbörü, kör ve sakatlar için hankâh yaptırmış; dullar, yetimler, yaşlılar ve kimsesiz çocuklar için yurtlar ve zengin vakıflar kurmuştur. Gökbörü'nün şöhretini arttıran diğer bir husus, her yıl Hz. Peygamberin doğum günü münasebetiyle iki gün iki gece süren mevlid törenleri tertiplemiş olmasıdır. Pekçok kurbanların kesildiği, ziyafetlerin verildiği bu mevlid törenlerinde, geceleri mumlar yakılarak fener alayları düzenlenirdi. Şehir dışında kurulan otağlarda, İslâm dünyasının her tarafından gelen âlim, sanatkâr ve kalabalık misafirler ağırlanırdı. Sanatkâr, âlim ve şairlere bohçalar içinde hil'at (değerli giysi) ve hediyeler dağıtan Gökbörü, böylece Hz. Peygamber sevgisinin ve mevlid geleneğinin bütün İslâm dünyasına yayılmasına ve yaygınlaşmasına vesile olmuştur.
Erbil, Moğol istilâsından sonra Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safevîler ve I. Dünya Savaşına kadar Osamnlılar'ın idaresinde kalmıştır.
|